İzleyecek dizim bitti
-->
İzleyecek dizim
bitti, şöyle sezon sezon tüketebileceğim bir şeyler istiyorum, sürükleyici,
absürd komedi, acık mistik falan...
Ancak lütfen,
izledikçe zamanla seveceğim şeyler önermeyin. Bazen insanlara bazı dizileri izlemeyi
bıraktığımı söylediğimde, ‘aa ama ileride çok güzel şeyler olacaktı’ diyorlar,
arkadaş, ‘izledikçe seversin’ mantığıyla dizi mi izlenir, mantık evliliği mi
bu? Kaç bölüm beklemem gerekiyor bir elektrik alabilmem için? Kısacası, ben ilk
görüşte aşk istiyorum.
Şimdiye dek
sonuna kadar geldiğim dizileri sayayım da, anlayın neler sevdiğimi, öyle
vampirli mampirli şeyler önermeyin:
Friends (ilk başa
bunu yazdım çünkü taze bitti ve büyük bir boşluk içindeyim)
Lost (ben böyle
dizi görmedimle başlayıp o ne lan öyle black smoke falan off diye biten, ama
yine de tüm zamanların en iyilerinden)
Six Feet Under
(baştan sona şahane)
House (ahh Dr
House senin de dizinin de hastasıyız)
Behzat Ç (ahh
Behzat, aynı şekilde)
Sex and the City
(tabi ki)
How I Met Your
Mother (artık Ted Mosby sonlara doğru bul birini artık diye mide bulandırsa da
dokuz sezon izlemişim, legend... wait for it... daryyyy!)
Prison Break
(spoiler -o yumurta kafayı sonunda öldürmeyelerdi iyiydi-)
Seinfeld (tüm zamanların
en iyisi, tek geçerim, hala durup durup izlerim)
Desperate
Housewifes (itiraf etmeliyim ki bunu da bitirdim, boş vaktim bolmuş demek)
Anlayacağınız
öyle kanlı bıçaklı (Dexter gibi), süper güçlü (Heroes gibi) şeyler sevmem. Kan
sevmem, gerçek üstü sevmem dedim ama Game of Thrones’u da ayrı tutarım. Varsın
Daenerys Targaryen ejderhaların anası olsun, rasyonelliği o noktada bırakmak
lazım.
Bir de başlayıp
yarım bıraktıklarım var, bence bunlar daha kritik.
Arrested
Development (başroldeki erkek karakter hariç hiç kimseyle bi connection
kuramadığım bir dizi, evlerden uzak olsun)
It’s Always Sunny
in Philedelphia (allahım o makineli tüfek gibi konuşan kız kardeşi boğmak
istediğim için bi türlü konsantre olamadığım dizi)
Big Bang Theory
(ehh güzel ama çok sürükleyici değil, çerez gibi, yoksa karakterleri sevmediğimden
değil, sırf Sheldon için bile izlenir, adamım)
Dharma & Greg
(sahi onlara ne oldu, bağlandı mı bi sona, pek şeker bi çiftti)
My name is Earl
(keza bu da sonunu merak ettiklerimden, bi listesi vardı bitirmesi gereken,
bitirebildi mi o listeyi bari)
Heroes (2 sezon
dayansam da yok yani o bücür cheer leader rüyalarıma girdiydi)
Fringe (o kız her
defasında o suya girip girip durdu ya korkusuzca o da baydı)
Flashforward (tam
da aha işte aradığım dizi derken ne oldu niye bitti hiç anlamadım)
Bir de eskilere
gidecek olursak, gençliğimde Beverly Hills 90210 (ne güzel şeydin sen) ve
Dawson’s Creek (evet hepimiz yaptık bu hatayı, bana laf etmeyim şimdi, o süzek
uyuz kız sonra gitti Tom Cruise’la evlendi, Suri diye bi çocukları oldu, ilk
başlarda cinsiyetini kimseye söylemediler filan, of bunları hafızamdan silmek
istiyorum, bana ne). Ha bir de iyice gerilere gidecek olursak Kara Şimşek
severim.
Buraya kadar
okuduysanız valla bravo. Madem başladık, Türk dizileriyle devam edeyim bari
beriden geriye doğru:
Medcezir (ara ara
takip ettiğim en son Türk dizisi oldu sanırım, şimdi her ne kadar Çağatay ve
Serenay güzellikleriyle göz doldursa da, Barış Falay her zamanki güzel
oyunculuğuyla kaliteyi arttırsa da, konu zaten dandik, onu geçiyorum, Türk
dizilerinde konu beklemiyoruz, 2. Sezon hatunu öldürdüler, ben de bıraktım)
Aşk-ı Memnu (bu
Beren Saat’i sevmeyen bi ben miyim allah aşkına, bi türlü ilerlemez mi bi dizi,
hayır Kıvanç iyi güzel de o da bi yere kadar)
Kuzey ve Güney
(iyiydi ama her Türk dizisi gibi baydı)
Ay bi Aliye vardı
ağzını burnunu dağıtasım gelen, o da ne çektirdiydi Nejat İşler’e, dizi de çok
absürd bitmişti, adam yıllarca kadının peşinden koşup sonra hadi bana eyvallah
diyip tekneyle Yunan adalarına mı ne gittiydi...
Muhteşem Yüzyıl
(önce meraktan sonra Şehzade Mustafa’dan dolayı bir süre izledim ama Hürrem’in
tası attı, Almanyalara kaçtı, biz kaçamadık onun bağırtılarından çığırtılarından,
sinirsekliğinden, o dizi de kaldı tabi yarım, bi de sonunu bilince keyfi de
olmuyor hani).
Bağırtılar
çığırtılar derken ömrümüzden ömür alan Ali Kaptan’ı da geçemeyeceğim. Öyle bir
Geçer Zaman ki (kimsenin adını doğru düzgün söyleyemediği, ilk sezon iyi olup
ilerledikçe saçmalayan dizi, o ufaklığın performansı için bile izlenirdi).
Bir de şu
hizmetçi tayfasının kızı vardı evin bi büyük bi küçük oğlanına aşık olan Bir
İstanbul Masalı, o da bi süre sonra tiksindirmişti, tıpkı benzerleri gibi.
Ama bak, İkinci Bahar
güzel diziydi şimdi, gerçi nasıl bitti hayal meyal hatırlamıyorum şimdi ama
kaliteliydi tüm oyuncularıyla.
Perihan Abla var,
hepimizin. Ona da yıllar sonra bakınca aman buna mı gülüyormuşuz diyorum ama
güzeldi Şakir’i, meraklı Melahat’i filan.
Tabi ki
Bizimkiler her karakteriyle ayrı komikti, Dunkof vardı bi kere, o dizi de bi
gereksiz uzamıştı diye hatırlıyorum.
Asmalı Konak
(kendimden nefret ederek itiraf ediyorum ki bu aptal dizinin son bölümünü
sinemada izledim, oradan yayınlayacaklardı heyecanla beklenen sonu, bu kadar
oynak bu kadar dandik bi son görmedim diyebilirim, yönetmen çekmiş çekmiş sahneleri
allah ne verdiyse, sonra Tarantino’dan mı esinlendi artık nedir filmleri kesmiş
yapıştırmış salak bi kolaj yapmış. Devasa sinema sahnesinde o şapşal Özcan
Deniz’in yanaklarındaki gözeneklerin içine kadar görmek durumunda kaldığımız an,
itiraf ediyorum yaptığım hatayı anladım, ama iş işten geçmişti).
Yaprak Dökümü
(haftalık ağlama ve ütü yapma dizim, ütüleri biriktirip biriktirip dizinin
karşısına geçip bi yandan bluzları donları ütülerken bir yandan da bas buharı
bas buharı, ağla ağla ağla, bi mutsuzluk, bi üzüntü, bi buhran, göz yaşları
buharlara karışsın, haftalık detoks gibiydi. İki sezon sonra kabak tadı verdi
ayrı. Bak o gün bugündür bi daha öyle iyi ütü dizisi çıkmadı).
Türkan da iyiydi
ama tabi kim merak etsin Türkan Saylan’ın hayatını, gecenin ikisinde
yayınlanmasına rağmen tüm bölümleri izlemiştim, tabi rating sıfır, bi anda
bitiriverdiler.
Kurtlar Vadisi’ne
hiç yorum yapamıycam zira ne diziyi ne de izleyenleri anlayabildim, seni gidi
fosforlu kedi gözlü Polat Alemdar seni.
En son olarak da
İşler Güçler’in hastası oldum.
Şöyle izledikçe
karakterleri aileden biri gibi olacak bir dizi arıyorum.
Karakter olayı
çok önemli, bazı dizilerde her karakter o kadar iyi işleniyor ki insan bu
dizileri sezon sezon yutarken o insanlar aileden biri gibi oluveriyor. Sezon
sezon izleyince bildiğin arkadaş gibi oluyorsun adamlarla. Misal sabah uyanıp
kalksam ve küvette akşamdan kalma bi Barney Stinson (How I Met Your Mother), ya
da kapıyı vurmaksızın eve dalıp buzdolabından aldığı sütü kafasına diken bir
Kramer (Seinfeld) ya da yan gözle bir ‘How you doinnn?’ diyen bir Joey
(Friends) görsem hiç şaşırmayacağım. Ya da şöyle saçları karışmış bir Sawyer
(Lost) falan, o yooo buna şaşırırım bak, kahvaltıya Sawyer gelse, bi sucuklu
yumurta da bana koy kız dese :)
Neyse uzun lafın
kısası, izleyecek dizi arıyorum.
Edit: Gelen yorumlar üzerine Sherlock ve Mr Robot izledim, bayıldım ikisine de... Ütü dizisi olarak da Kurt Seyit ve Şura'yı seçtim.
Yorumlar