Avustralya ve Türkiye yuva farkı

Konuya öncelikle Mavi’nin Ankara’daki yuvasındaki sistemi anlatmakla başlayayım ki, fark daha iyi anlaşılsın. Türkiye’deki yuvada, diğer pek çok yuvalarda olduğu gibi, çocuklar ister 2 ister 4 yaşında olsun, bir kere mutlaka öğle uykusuna yatıyordu. Bazı veliler ‘ayyy benim çocuğumu uyutmayın akşam evde uyumuyor’ diye çıkıntılık yapsa da yok diyorlardı, uyumak itemiyorsa da yatar, uzanır. Evde uyutamadığımız çocuklarımız, birbirlerini görerek yuvada mışıl mışıl uyuyolardı, ve bu da tabi ki öğleden sonra daha zinde kalkmalarını ve akşama doğru yorgunluktan mızmızlık etmelerini önlüyordu.

Avustralya’da ise öyle uyku muyku yok, nerdee öyle yanına kıvrılıp seninle uyuyacak seni pışpışlayacak öğretmen. İlk bir yuvaya gezmeye gittiğimizde ‘öğlen uykusu var mı’ diye sorduğumuz, isteyen çocuklar yere yataklarını serip uyuyor dediler. Oyun alanında, herkes oyun oynayıp hoplayıp zıplarken eğer bir çocuk yere yatağını serip uyuyorsa, ben onun çocukluğundan şüphe ederim.

Uykuyu geçtik. Asıl yemeğe gelelim. Türk yuvasında öğlen yemekleri önlerine geliyordu, hatta bir sefer öğle yemeklerine denk geldiğimde yemeyen çocuklara yardım ettiklerini, batılı toplumların çok eleştirdiği ve bir kavram olarak dillerine yerleşen, her şeyi hazır vermek anlamına gelen, ‘spoonfeeding’ yaptıklarına, yani kaşıkla beslediklerine de şahit olmuşluğum var.

Tabi şimdi arada büyük fark var, Avustralya’da yemeyen çocuk yok, hiç bir annenin yeme problemi olan çocuğundan bahsettiğini duymadım, burada daha ileri bir endişe söz konusu: alerji. Es kaza çocuğun için okula yanlışlıkla fındık fıstık ceviz türlerinden birini koyduysan, derhal yemeği ortadan kaldırılıp, çocuğun elleri ve elinin değmiş olduğu kapı kolu, musluklar, vs. gibi her şey silerek temizleniyor. Çünkü bu ırkta ‘nut’ alerjisi çok yüksek yüzdede ve tabi ki tüm yuvalar ‘nut free’.

Diğer bir fark ise, hemen hemen tüm yuvalarda 25 çocuğa 1 öğretmen ve 1 yardımcı öğretmen düşmesi, Türkiye’de ise bu sayı, 3-4 yaş grupları için 12 ila 16 arasında gider gelir. Eğitim Bakanlığı bu sayıyı vermiş, kimse de sorgulamamış. Onlar öyle dediyse vardır bir hikmeti.


Yuvalar genelde tek katlı geniş alanlar ve kocaman bahçeleri var. İster yağmur ister çamur olsun çocuklar saatlerce dışarıda oynuyor.  Buraların en sevdiğim kısmı bu oldu. Türkiye’de yağmur hafif çiselese çocuklar sanki şekerdenmiş de eriyeceklermiş gibi hemen içeri alınırdı. Hatta çoğu yuvanın bahçesiz olduğunu da söylememe gerek yok sanırım. Hava şartları filan demeyin. Rusya, Finlandiya vs. de aylarca karanlık ve kar altında; ancak o çocuklar her gün eksi bilmem kaç derece de olsa dışarıda oynuyorlar. Cevap da hazır: soğuk hava yoktur, uygunsuz giyim vardır.

Yorumlar

En çok okunanlar

Isim Konusu

KIRKINI ÇIKARDINIZ MI?

Melbourne Gerçekleri Volume 1

Melbourne Gerçekleri Volume 2

Kültürel Kodlar

Yarra Valley Wineries / Şarabımızı nerde tatsak?

Ayakkabılarınızı mı çıkarırsınız, galoş mu alırsınız?

AVUSTRALYA GÖÇMENLIK BASVURUSU

Türkiye Tatili Sonrası Avustralya’ya Dönüş

Turuncu Balık