Melbourne Gerçekleri Volume 2

Avustralya’ya ilk geldiğimde beni şaşırtan Melbourne gerçekleri 

Neden, neden, biri bana açıklasın, neden?

Tamam anladık, ülkecek yalın ayak gezmeyi çok seviyorsunuz. Alışveriş merkezlerinde, şehrin göbeğinde yollarda, parklarda, hatta ormanlarda bile, ama n’olur umumi tuvaletlere de yalın ayak girmeyin be kardeşim. Evet, çok güzel, enerjimizi atıyoruz, topraklanıyoruz, her şeye OK. Tamam, yüzme havuzunun tuvaletlerine de giriyorsunuz yalın ayak, hadi onu da anladım, havuz mavuz, ama şehrin göbeğindeki devlet kütüphanesinin tuvaletinde de yalın ayak olmaz ki!

Böyle Nepal’de Hindistan’da çok görmüştüm yalınayak gezen sarışın conileri, meğer Aussie’ymiş hepsi! Her şeye yavaş yavaş alıştım da Avustralya’nın bu yalın ayak gezme meselesini bi türlü anlayamadım, hani kültür şoku diyorlar ya, bu da benim şokum.

Oha herkes mi bağımlı?

Beni ilk çarpan şeylerden biri de şehrin her yerinde, umumi tuvaletlerden mahalle kütüphanelerine kadar her yerin tuvaletinde şırınga atmak için ayrı çöplerin olmasıydı. İnsan tabiri caizse ‘oha falan oluyor’ nereye geldim diye. Neticede çocukluyuz. Kullanım oranı mı çok, önlem mi abartılmış bilemiyorum, ama neticede sokakta bi elinde kaşık bi elinde şırıngayla gezen ‘junkie’leri görmedik çok şükür. Bu daha çok tuvaletlerdeki çöpü toplamaya gelen temizlikçileri korumak için olsa gerek diye ümit ediyorum.

Siz bu kapalı kapılar ardında ne yapıyorsunuz allah aşkına?

Melbourne’de biraz merkezden uzaklaştığınız ölçüde evlerin bahçeleri de büyümeye başlar, güzel bir doğru orantı var. O bahçelerin de birbirinden güzel ahşap çitleri var. İşte o çitler genellikle iki metre boyunda ve ne içeridekinin dışarısını görmesine ne de dışarıdakinin içeriyi görmesine olanak verir. O nedenle -kendi adıma konuşayım- yoldan yürüyorsam bahçelerdeki bitkileri çiçekleri vs. göremediğim zaman yürüyüş sıkıcı geçiyor. Evde yaşayansan da o ne kardeşim, bi konu komşuyu gör ne biliyim bi günaydın de arada, ne diye kendini bu kadar kapatırsın. Nedir bu mahremiyet? Bunu her dile getirdiğimde Ç. aslında herkesin bahçesinde çıplak güneşlendiğini, o nedenle böyle olduğunu iddia ediyor. Ne diyim, o da ayrı fantezi!