EV TUTMA MACERASI / Melbourne

Neden ev tutamıyoruz? Çünkü burada ev tutmak, doktoraya burs bulmaktan daha zor. Bir kere alıştığımız sisteme göre en önemli fark emlakçılar kiracı için değil ev sahibi için çalışıyor. Haliyle işler her adımda senin aleyhine işliyor.

Önce, evleri internet sitesinden beğeniyorsun, teknolojinin bu kolaylığı güzel, ama asıl macera sonrasında başlıyor. ‘Inspection’ (gidip görüp incelemek) yapmak için emlakçıların haftada bir defalığına sadece 15 dakikalığına açtığı evi görmeye gitmen gerekiyor. Ve tabi ki hafta içi herkes çalıştığı için çoğu ‘inspection’ hafta sonuna sıkışmış durumda ve bazıları da aynı ana denk geliyor. Burada iki yöntem uyguladık. İlk haftalarda az beğendiğimiz evleri eleyerek hiç gitmedik, kimse tutmazsa haftaya gideriz diye, sonra baktık olmayacak, sonraki haftalarda Çağrı ve ben ayrılarak eş zamanlı olarak devam ettik. Ayrıldığımız vakit, Mavi’nin ve yön bulmaya yardımcı iPad’in kimde kalacağı ise bambaşka bir tartışma konusu oldu. Mavi’yi alan iPad’e hak kazandı.

Inspection’lar aynı anda olmasa bile öyle bir program oluyor ki misal 10:00-10:15 arası bir ev, sonra 10:15-10:30 arası başka semtte bir başka ev. Yol yordam bilmediğin bir ülkede bir de bu iki arada bir derede diğer evin yerini bulmak gerekiyor. Yok öyle emlakçı alsın seni bi seferde 4-5 evi birden peş peşe göstersin, gezdirsin dolaştırsın falan… hayal. Bir de en gıcığı, evler gezerken yalnız değilsin. Seninle beraber ‘inspection’a gelmiş kişilere de sinir sinir bakıyorsun tabi, neticede rakipler.

Tüm hafta sonlarımızı elde bebek arabası ittir allah ittir bir mahalleden diğerine koşmaca geçiriyoruz. Allahtan eski arkadaşlar vardı da imdadımıza yetişip bizi bir kaç sefer arabayla oradan oraya taşıdılar.
Diyelim ki evi beğendin. Haydiii bu sefer de başvurusu başlıyor. Banka hesap dökümleri, iş yerinden belgeler, arkadaştan karakter referansı, eski ev sahibinden kiracılığına dair referans, maaş bordrosu, vizeler, pasaportlar, bunlar da yetmiyor evi neden istediğine dair bir de yazı yazıyorsun. Sonra bu başvuruları veriyorsun, oturup bekle ki ev sahibi seni beğensin. Yok. Olumsuz. Eğer ki o hafta başvurulardan bi nane çıkmadı, haftaya yeniden aynı terane.

Baktık kimse geri dönüş yapmıyor, emlakçılarla muhabbet kurmaya çalıştım, bakın biz burayı çok beğendik, n’olur başvuruyu öne alın filan, hiç, burunlarından kıl aldırmıyorlar. Bizden bir kaç ay önce gelmiş bir arkadaşın tavsiyesine uyarak –hatta yazdığı mektubu da aynen alarak- adamlara resmen aşk mektubu yazdım bu sefer, işte ben sizin evinizi gördüm de bayıldım, ilk görüşte aşık oldum, hah işte burası bizim yaşayacağımız yer dedim, çok temizim, titizim, tatlıyım, vakitlice paramı öderim, yamuk yapmam, şöyle güvenilirim böyle sorumluyum, 3 aylık parayı peşin veririm kısacası kulunuz köleniz olayım da beni seçin. Ulan koca alırken bu kadar soru sorulmuyor be, evin var mı, var, araban var mı var, ya emekli maaşı, o da var, elektrik aldın mı, aldım, haydi bitti gitti.

Sonra nasıl olduysa oldu ve çok beğendiğimiz bir evden kabul geldi. Yaklaşık 20 sayfalık bir kontrat imzaladıktan sonra geçtik oturduk.
Kontrat da başka bir sefere artık.



Yorumlar

En çok okunanlar

Isim Konusu

KIRKINI ÇIKARDINIZ MI?

Melbourne Gerçekleri Volume 1

Melbourne Gerçekleri Volume 2

Kültürel Kodlar

Yarra Valley Wineries / Şarabımızı nerde tatsak?

Ayakkabılarınızı mı çıkarırsınız, galoş mu alırsınız?

AVUSTRALYA GÖÇMENLIK BASVURUSU

Türkiye Tatili Sonrası Avustralya’ya Dönüş

Turuncu Balık