Melbourne’de Türk Bakkalı Çakkalı
İki aydır ailecek zeytine aş erdiğimiz yetti diye düşündük ve düştük Melbourne’ün çeşitli mahallelerindeki Türk bakkallarının peşine. Öyle ki marketten aldığımız içine ancak bir avuç zeytinin sığabildiği ateş pahası küçücük kavanozlardaki lezzetsiz zeytinleri sabah kahvaltıda ikişer ikişer paylaştırınca gözleri yuvalarından fırlayan Mavi, ‘ben daha fazlasını istiyorum’ diyerek bizim tabaktakileri de silip süpürüyor, tabi ki yarım yamalak yediği için peşinden çekirdekte kalan etleri bir sefer de ben üzerinden kemiriyordum. Tamam kendimizi zeytin konusunda acındırdığımız yeter, ama dedesinin zeytin bağı olan bir çocuğun da böylesine zeytine hasret kalması gerçekten bizi üzdü, zira Mavi, önüne koysak dedesi gibi bir oturuşta yarım kilo zeytini yiyebilecek kapasiteye sahip. Çağrı’ya baştan dedim ki, dağ çantanı al, yükleniriz, bol bol alırız, yok canım ne gerek var dedi. Şehrin diğer ucuna gidiyoruz, elbette ki her bulduğumuza atlayacaktık. Önce depo gibi bir yere gittik, tabi dep