ÇOCUĞUMUZA DOKTOR SEÇERKEN
Yaş o beş on altı, hepimizin ergenlik buhranı geçirdiği yıllar. En yakın arkadaşlarımdan biri kıvırcık saçlarından nefret ediyor, kızı beş yıldır tanıyoruz, saçlarını artık nasıl sımsıkı topluyorsa onun düz saçlı ve çekik gözlü olduğunu sanıyoruz, daha saçının kıvırcık telini görmemişiz. Bir diğeri her gün aynanın karşısında uf bacaklarım eğri, çok ince, arasından tren geçiyor, bir türlü birleşmiyor derdinde. Genel bir burun beğenmeme hemen hemen hepimizde, çıkan sivilcelerimize isim koyuyoruz filan, malum bazıları bir süre bizimle kalmayı tercih ediyor, diyorum ya şımarık ergen bunalımları. Tabi ki benim payıma düşen de ‘ben neden uzamıyorum?’ bunalımı. Orta 2’de Ev Ekonomisi öğretmenleri sınıftan benimle beraber bir kızı daha yanına çağırıyor, siz pek kısa ve minyonsunuz, biz size bir diyet yazdık diye elimize bir kağıt tutuşturuyorlar. Bilinçli bir diyet olduğunu sanmıyorum, ancak iyi niyetli. O zamanlar yemek ve ben hiç yan yana durmayan iki şey. Yemek yemenin zevkini daha ta