ANNEMIN DEFOLU POGAÇALARI
Annem her misafir
geleceği zaman evini temizler, aklar paklar poğaça kek börek vs yapar. Bunları
da güzelce masanın üstündeki süslü tabaklarına dizer. Aradan bir iki aşırmaya
kalkarsan da yersin paparayı, şşşt, yeme onları, sayılı! Ya bi kere de sayısız,
sonsuz yap be annem diye çok dalga geçmişimdir.
Ya da misal
güzelleri dizer masaya, ama defoluları yiyebilirsin -işte kenarı yamulmuş bir
poğaça ya da ne bileyim bıçağın gazabına uğramış yarısı kalıpta kalmış bir kek dilimi
filan-, onlar ayrı tabakta tezgahın üstünde durur. Ama şimdi bi yanda çörek
otusu güzelce tam ortasına serpilmiş, geometrisi uygun poğaçalar dururken, kim
ister yarısı fırın tepsisinde kalmış ayarı kaçmış poğaçayı?
Tat aynı tat ama
insanın gözü masadakilerde kalıyor. Hep zoruma gider, yahu öz çocuğunum, niye
hep defoluları yiyorum diye. Misafirler gidince yersin der hep. İyi de onun
güzelliği fırından yeni çıkmış mis gibi kokarken yemesi. Şimdi okuyunca gözüne
dizine dursun, kaç tepsi poğaça yaptım sana diye laf edecek biliyorum:) Ama yalan
mı, her şeyin iyisi misafire!
Evlendikten sonra
bi Jumbo çatal bıçak takımı gelmişti, açtım bi güzel yerleştirdim çekmeceye. Bi
baktım annem bize geldiği bi sefer bunları tek tek kaldırmış, kutusuna geri
dizmiş. Anne dedim hayrola? Ay dedi bi misafirin filan gelir yemeğe. O zaman
çıkarır temiz temiz kullanırsın, gündeye eskitme bunları. Yaa dedim, doğru, Kraliçeyi
ağırlayacaktım beş çayına hay allah!
Hepimiz misafir
değil miyiz şu dünyada be annecim dedim, bırak da eskitelim. He yaa dedi,
batırdık Jumbo çatallarımızı en güzel poğaçaların ortasına, afiyetle bi güzel
yedik. Siz siz olun, hiçbir şeyin iyisini misafire saklamayın. Keyfini çıkarın
anacım…
Börülcenin günlüğünü facebook'tan da takip edin:)
Yorumlar