Avustralya Eğitim devam…
Disko Gecesi – 80ler temalı serbest Kıyafet Günü - Karne
2. dönem bitmeye yakın okuldan eve bir kağıt geldi. Cuma günü akşam saat beş buçuk-yedi arası disko var, katılım 5 dolar diye (Böylece de okul kütüphanesine yeni kitaplar alınacakmış). Lütfen aşağıdaki boşluğa çocuğunuzun istek parçasını yazın, DJimiz ayarlayacak diyor.
Hadi bakalım! Okulda disko, e peki
Hadi bakalım! Okulda disko, e peki
Havalar kış ya, malum beş buçukta kararıyor. Çocuklar için gece oldu bile. Takmışlar yanar döner lambaları, bir de ufağından bir ses sitemi, okulun spor salonu olmuş mu bi güzel disko. Ne kurt dökmek ne kurt dökmek… Tabi etkisi evde de bir kaç gün sürdü, ışıklar kapatılıyor, kampta kullandığımız kafa lambası yanıp sönen moda ayarlanıp salonun baş köşesine konuluyor, müzik sonuna kadar açılıyor. Bu aralar da en favori şarkısı -istek parça yaptığı- Lego filminin ‘Everything is Awesome’u.
Bağıra bağıra…
Bağıra bağıra…
*
Okulun son haftasında ise, ilk dönem olduğu gibi –o zaman pijamalarla gitmişlerdi- yine bir gün ‘Free Dress Day’ oldu. Bu seferki tema 80ler. Tabi yine bir ‘gold coin donation’ yapıyorsun ve toplanan para bu sefer de başka bir kuruma bağışlanıyor, hayvanları koruma derneği gibi bir şey bu defa.
Mavi’yi normalde Çağrı götürüyor, ama sırf çocuklar ne giymiş diye merakımdan ben de gittim. Saçlarını bi kavanoz jöleyle tepeye punk gibi diken küçücük veletler mi ararsın, perukla gezen tipler mi, minik Madonnalar mı, taytlı bandanalı kızlar mı. Öğretmenlerde fosforlu pembe fileli eldivenler, fırfırlı rüküş etekler, vatkalı elbiseler filan. Şamata gırgır…
Bu ülkede PhD yapmaya değil, ilk okul okumaya gelmek varmış valla…
Geldik okulun son gününe, biz de hazır Mavi okuldayken orman içindeki kasabalarda gidip bi dolanalım biraz dedik. Dolu yağdı filan, herkes fotoğraf çekiyor, büyük olay oldu, televizyonlar geldi çekim yapıyor, biz de çökmüşüz sıcak bir kafeye kahve içerek dışarıyı seyrediyoruz. Saati de Mavi’nin çıkışına göre ayarladık, 3 buçuğa.
Derken, saat 2.45te bi telefon geldi, telaşlı telaşlı ‘ee biz bekliyoruz burda, çocuğunuzu almayacak mısınız, ne zaman geliyorsunuz, okulda kimse kalmadı, biz de ev gideceğiz artık’ diyor karşıdaki. Meğer dönemin son günü diye okul saat 2 buçukta bitiriyormuş. Kimsenin de bize söylemek aklına gelmemiş. Standart bi uygulama olunca tabi herkes biliyormuş. Neyse koştur koştur gittik, allahtan bizim gibi çocuğunu unutan üç beş kişi daha vardı da, rahat ettim.
Derken, saat 2.45te bi telefon geldi, telaşlı telaşlı ‘ee biz bekliyoruz burda, çocuğunuzu almayacak mısınız, ne zaman geliyorsunuz, okulda kimse kalmadı, biz de ev gideceğiz artık’ diyor karşıdaki. Meğer dönemin son günü diye okul saat 2 buçukta bitiriyormuş. Kimsenin de bize söylemek aklına gelmemiş. Standart bi uygulama olunca tabi herkes biliyormuş. Neyse koştur koştur gittik, allahtan bizim gibi çocuğunu unutan üç beş kişi daha vardı da, rahat ettim.
*
Ha bir de karne geldi, ilk defa
‘Mavi sezona iyi başladı. Temel motor becerilerini kullanmayı geliştirdi. Zamanla kendine güveni arttı ve şimdi sınıfın en şevkli üyelerinden. Tüm oyunlara ve aktivitelere katılmaya devam ediyor. Mütevazi bir oyuncu olan Mavi konsantrasyonunu tüm oyunlarda başarıyla koruyor. Aferin Mavi, böyle devam et!’
Karne enteresan, tüm dersleri ‘Effort’ (Gayret) ve ‘Class behaviour’ (Sınıf içi davranışı) diye ayrı ayrı değerlendirmişler. Gerisi de uzun uzadıya öğretmenlerin yorumları. Çağrı en çok Beden Eğitimi öğretmeninin yorumuna bayıldı, bu ne lan dedi, sanki milli takım oyuncusunun yıllık performansını değerlendiren köşe yazısı gibi:‘Mavi sezona iyi başladı. Temel motor becerilerini kullanmayı geliştirdi. Zamanla kendine güveni arttı ve şimdi sınıfın en şevkli üyelerinden. Tüm oyunlara ve aktivitelere katılmaya devam ediyor. Mütevazi bir oyuncu olan Mavi konsantrasyonunu tüm oyunlarda başarıyla koruyor. Aferin Mavi, böyle devam et!’
:))
Yorumlar