Biz aslında geçmiştik
(2000)
Düşünsene, belki de
hakikaten sadece başkaları vardı. Ve sen yoktun. Ve ben de yoktum.
İkimiz yoktuk, şu
koskoca evrende belki de hiç varolmamıştık.
Veya gelecektik. Yaşadıklarımız
daha yaşanmamıştı ve belki de yüzyıllar sonra yaşanacaktı.
Veya biz sadece başka
gezegenlerdeki yaşanmışlıkların suretiydik bu yalancı dünyada. Varolduğumuzu
sanıp, gerçekmişiz gibi hiçbir şeyden habersiz yaşıyorduk. Biz geçmiştik aslında.
Işık, ses ve görüntünün uzayda yer değiştirmesini düşünürsek hepsi de zaman
isteyen şeyler. Belki biz seneler önce yaşamış bir uygarlığın dünyaya daha yeni
ulaşan izdüşümleriydik. Hayaldik. Biz bir yaşanmışlıktık. Geleceğimiz çoktan çizilmişti,
ama bilmiyorduk. Bilemezdik. Biz bu dünyada varolan sahte suretlerdik yalnızca.
Geçmişin birer gölgesiydik. Belki de biz ölmüştük bile. Ama burda, bu dünyada, şu
an, hissettiğimiz şu gerçeklikte yaşadığımız -en azından yaşadığımızı sandığımız,
kendimizi kandırdığımız- kesin. Ve de ne güzel ki diğer gezegendeki gerçeklerimize
neler olup bittiğini öğrenebilecek, onlarla haberleşebilecek bir teknolojiye
sahip değiliz. O yüzden heyecanlıyız. Çünkü yarını bilmiyoruz. Yarından ümitliyiz.
Yorumlar