istanbul 2005

İstanbulun güzelliği martıların ciyaklamasında mıdır? Sabahın erken saatlerinde beni karşılayan bir şehir. Martılar kocaman. İstanbul kocaman. Parçası olmak istemediğim koca bir kent burası. Bembeyaz tüyleriniz, ne kadar ipeksi. Martılarda erkeklik var. Kadınlık. Belki lezbiyenlik var. Çayı kendimiz mi alıyoruz vapurlarda? Evet, galiba. Anadolu’yu arkada bırakarak ilerliyor yolunca, ardımızda beyaz köpükler ve o büyük sıvının denizimsi kokusu. Sabah güneşi bedenimde, kalemimin gölgesi vuruyor yazdıklarıma. Halk, çayı ve poğaçasıyla kahvaltı ediyor. Milyonlarca kişi. Kimse buraya ait değil. Bir parazit gibi herkes. Bu kadar büyük şehirlere nasıl ait olabilir insan? Beyaz köpükler katmer katmer bulut gibi. Vapurun arkasındayım. Ayaklarımı da uzatmış keyif çatıyorum. Kimsenin umurunda değilim. Bir yabancı olduğumu bile bilmiyorlar. Kaybolmak istediğinizde gelecek biryer İstanbul. Büyük bir gemi. Koca metal yığını. Oda kadar koliler var üzerinde yüzlerce. Yanından geçiyorum. Ne güzel şey sıvı akışkanlığı. Süzülüp gidiyoruz koca boğazda. Şu an şu vapurda kaç kişi farkında acaba boğazı geçtiğinin, bir kıtadan diğerine geçtiğinin. O hafifi esisntinin, deniz kokusunun? Rüzgar artıyor. Bazıları kaçıyor yavaştan. Bense, donsam da bırakmayacağım köşemi. Rüzgar kimseye gazete okutturmuyor. Amacı belli, boğazı izlettirmeye çalışıyor. Bırakın gazetelerinizi ve güzelliğime bakın. Hiç sıkılmadan camilerimi sayın diyor şehir.

Yorumlar

En çok okunanlar

Isim Konusu

KIRKINI ÇIKARDINIZ MI?

Melbourne Gerçekleri Volume 1

Melbourne Gerçekleri Volume 2

Kültürel Kodlar

Yarra Valley Wineries / Şarabımızı nerde tatsak?

Ayakkabılarınızı mı çıkarırsınız, galoş mu alırsınız?

AVUSTRALYA GÖÇMENLIK BASVURUSU

Türkiye Tatili Sonrası Avustralya’ya Dönüş

Turuncu Balık