Melbourne’ün o Çok Meşhur Kahvesi


Neticede bu topraklar ilk İngilizlerin ayak basıp hüküm sürmesiyle şekillense de, bir İngiliz klasiği olan çay burada hiç de popüler değil. Varsa yoksa kahve! Amerika’nın kahve alışkanlığının güney Amerika’ya bağlı olduğunu biliyoruz, ancak Avustralya kahveyle ülkeye 1940’larda göç eden İtalyanlar sayesinde tanışmış. Kahve içme alışkanlığı Avrupa’nın ‘cafe’ kültürüyle de birleşince, bu Avustralya’nın vazgeçilmez bir kültürü haline gelmiş.

Şöyle ki burada çok kutsal bir ‘coffee culture’ hadisesi var toz kondurulamayan. Bu konuda inanılmaz obsesifler ve dünyanın en iyi kahvesini yaptıklarını iddia ediyorlar. Yanlış anlamayın, kahve güzel ama bu kadar tantanaya ne gerek var! En nihayetinde kahveyi buraya İtalyanlar getirmiş. Hatta geldikten sonra ‘off ya bu ne biçim memleket, çok tırt, iş bitiyor napıcaz böyle mel mel oturcaz mı, bi kahve de mi içemicez’ diye serzenişte bulunduktan sonra bakmışlar ki yapacak bir şey yok, iş başa düşüyor, gemilere yükledikleri gibi ilk endüstriyel kahve makinalarını getirmişler Avrupa’dan, ve Avustralyalıların şaşkın bakışları altında ilk kahveleri yapıp satmaya başlamışlar.

Tabi bu kahve olayı zamanla ‘fazlasıyla’ sahiplenilmiş. Tek tük Aussie ‘thanks to Europeans’ dese de çoğu sanki kahveyi kendi toplayıp işliyormuş gibi sahiplenmiş, sorsan bitkisinin neye benzediğini bile bilmez. Bir düşünüyorum da 24 saat çay içen bir toplum olarak ‘çayın en iyisini biz yaparız ulenn!’ gibi bi iddiamız yok. Belki de en büyük eksikliğimiz bu! Hiçbir değerimizi yeteri kadar sahiplenip pazarlayamamak. Ne baklavayı ne böreği ne çayı ne laleyi… Varsa yoksa kebap!

Biz kahveye dönelim, ‘barista’ olabilmek için ulusal olarak tanınırlığı olan akademik sertifika almak gerekiyor. Kahve deyip geçmeyelim lütfen. ‘Barista’nın ne demek olduğunu bilmeyenler için, içki değil de kahve servis eden barmen gibi düşünebiliriz.
E hal böyle olunca da kahvecide çalışmak için istenen özellikler şöyle:
- Kahveyle ilgili her şeye ihtiras duymak
- Gelişmiş bir tat duygusuna sahip olmak
- Esnek ve ‘ben bunu yapabilirim’ yaklaşımı
- Mükemmeliyetçilik
(Bunlar güncel iş ilanlarından seçtiğim istenen birkaç özellik)
Öyle basit bir ‘barista’ olman yetmiyor yani:)
Hatta ‘barista’ değil, ‘coffee artist’ (kahve sanatçısı) diye ilana çıkıyor bazıları.

Bi ara işle ilgili bir görüşme için Melbourne’den Brsibane’a gitmiştim. Neyse, toplantı bitti, ordaki öğretim görevlileri ile beraber yemeğe çıktık, sohbet ediyoruz. Benim de soğuk Melbourne’den sonra hava çok hoşuma gitmiş, ay acaba buraya mı taşınsak falan diye geyik yapıyorum. Biri de doğma büyüme Brisbane’lı. Ben de sordum, eee buranın nesi güzel, Melbourne’den farkı ne diye. Bana ilk söylediği şey ‘Melbourne’de kahve daha iyi’ lafı oldu. İlk söyleyeceğin şey bu mudur yani? Derde bak! Ne biliyim bi ev fiyatlarından bahset, genel yaşamdan, iş bulma koşullarından filan bahset, ay en kötü havadan bahset yahu! Kahve dedi kadın bana ya! Olur dedim ben de, madem Melbourne’de kahve daha iyi, ben taşınmayayım bari, hey yarabbim!

Facebook'tan takip etmek icin
https://www.facebook.com/borulceningunluu/



Yorumlar

En çok okunanlar

Isim Konusu

KIRKINI ÇIKARDINIZ MI?

Melbourne Gerçekleri Volume 1

Melbourne Gerçekleri Volume 2

Kültürel Kodlar

Yarra Valley Wineries / Şarabımızı nerde tatsak?

Ayakkabılarınızı mı çıkarırsınız, galoş mu alırsınız?

AVUSTRALYA GÖÇMENLIK BASVURUSU

Türkiye Tatili Sonrası Avustralya’ya Dönüş

Turuncu Balık