Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bardak Dolu Boş Meselesi

29 Mayıs 2011 - Muscat 32 yaşındayım. Pek çok yerde yaşadım. Dünyanın pek çok yerini gezdim gördüm. Ve bugün sabah evden işe gelirken arabada bir gerçeği fark ettim: Hayat aslında iyi ya da kötü değil, mutlu ya da mutsuz değiliz, tamamiyle hayata bakış açımızla ilgili bir durum bu. Çok klişe olacak ama gerçekten de bardağın dolu ya da boş tarafını görmekle ilgili. Çünkü bugün farkettim ki bardak hep yarı yarıya, hep de öyle olacak. Gelin beraber bende bu aydınlanmaya doğru giden yolda başımdan geçenlere ya da hayatımdan geçip gidenlere bir bakalım. Ankara’da mutlu bir evin mutlu tek bir çocuğu olarak büyüdüm, ne büyük sıkıntılarım ne de büyük heyecanlarım oldu, sıradan bir hayattı benimkisi, kendi iç dinamikleri olan, bir gün gülen bir gün ağlayan bir çocuktum, öyle de büyüdüm. Kısacası normaldim işte. Hayata karşı büyük karamsarlıklarım ya da Polyanna mutluluklarım yoktu. Hayatımın ilk derin mutsuzu üniversitede karşıma çıktı: ne yazık ki aşık olduğum insan. Onun mutsuzluğuna mı kapı

UMMAN’DA EV / MİMARİ ANLAYIŞI ÜZERİNE

İki katlı, büyük bahçeli, yüksek beton duvarlı, kocaman metal sürgü kapılı, ark şeklinde pencereli, sur şeklinde teras korkuluklu, açık renkli dış cephe boyası ve çöl renkli iç mekan seramikleriyle tipik Umman evleri: villalar… İnsan bir ‘ev’den ne bekler? Önce onu düşünmeliyiz, değil mi? Kafasını sokacağı, yatıp uyuyacağı, yemek pişirip yiyeceği, oturup dinleneceği ya da banyo yapıp temizleneceği mekanlar. Bu bağlamda bir ‘ev’de neler olmalı, en basitinden birkaç oda, banyo ve mutfak. Umman’da ise evler odalar ve banyolar üzerine kurulu. 6 odalı – 6 banyolu, 7 odalı – 5 banyolu, biraz küçülelim dersek (ki zor buralarda küçülmek) 3 odalı – 2 banyolu, çok zorlarsak 2 odalı – ama illa ki 2 banyolu ev bulmak da mümkün. Mutfağa gelecek olursak, orada biraz sıkıntı var. 9 odalı ancak mutfaksız ev gördüm ben. Birbirinden büyük odalar arasına sıkışmış, ışık almayan, minnacık mutfaklar. Evlerde her odada –hol de dahil- klima varken, mutfaklarda sadece tepede dönen fırfırlardan var. Neden

THE WAVE – Yılan Hikayesine Dönen Uydu Anten Sorunsalı

Resim
Arap çöllerinde yaşarken Fatmagül’ün Suçu Ne izlemenin suçu ne? Malum, gurbetteyiz, insan arada bir Türkçe duymaya hasret. Her ne kadar televizyondan haz etmesem de, buralarda iki Türkçe dizi ya da haber izlemek insanın hoşuna gidiyor diye düşünerekten Türkiye’den digitürk getirdik. Kaldığımız komplex o kadar steril, o kadar kurallı, o kadar bir şeye müsade etmeyen bir yer ki, Çağrı daha digitürkü ısmarlamadan bu uyduyu nasıl bağlayacağız diye karalar bağladı. Oralarda yaşayan dolu Türk var, herkes nasıl yapıyorsa biz de o şekil yaparız diye düşündük. Safız ya! Milletin evler genelde villa olduğundan tepede kendilerine ait uydu antenleri var ve istedikleri yöne çeviriyorlar. Biz 3 katlı apartmandaki dairelerden birinde kalıyoruz, apartmanın tepede 4 anten var: Arap, Hint, İran ve Mısır kanalına ayarlı konumda. İstersen fişini bunlardan birine takıp kanalları izleyebiliyorsun da ne işin olur Hint kanalıyla. Ancak tepede ekstra uydu koyacak yer yok, evin balkonuna da boltlamak ol