Batı dünyasının yangın tatbikatları

Ah bu Batı dünyasının yangın tatbikatları… Her gün okulun ayrı bi binasından vuuup-vuuup-vuuuup-vuuuup sesleri eşliğinde dışarı çıkıyoruz. Şimdi de bizimkisi çaldı.

Sanırım bina ne kadar zamanda boşalıyor, insanlar hangi çıkışları tercih ediyor, nerelerde yığılma oluyor bunlara bakıp önlem alıyorlar, ne anlamlı şeyler aslında, hiç alışık olmadığımız türden. Biz Türkiye’deki aksaklıkları afet zamanında öğreniyoruz ne yazık ki, birebir tatbik ederken.

Buranın her evde zorunlu olması gereken duman dedektörleri de oldukça hassas, her b.ka ötüyor maşallah; bizim evdeki alarm misal, ocakta bişey pişmeye görsün dakka başı kulakları sağır eden sesiyle inim inim inliyor. Her hafta bi tatbikat söz konusu bizim evde, her kızartma sonrası bi koşuşturma... M. bile artık baydı, uff yine mi, çalıştırın su aspiratörü diyor çocuk.

Hayır işin ilginç yanı, çevreden nasıl etkilenmişsek, Ç. da özendi mi artık nedir, eve ilk taşındığımız sırada yangın battaniyesi aldı. Daha tencere tavamız yokken yangın battaniyemiz vardı o kadar diyim. Sen yıllarca mutfakta patlamaya hazır bir tüple apartmanların beşinci altıncı katında yaşa rahat rahat, tüpü değiştirmeye gelen adama ‘yaa biraz koku var, acaba sızdırıyo mu’ diye sorduğunda ‘yok abla’ diyip kontrol için elindeki çakmağı yakıp tutsun tüpün hortumuna, sonra gel burda düz ayak bahçeli evde yangın battaniyen olsun. Tatbikatını bile yaptık nasıl çıkarıp örtecez diye.

Felaket dedik de aklıma geldi. İzmir’e yeni taşınmışım, gencim, -güzelim-, tanıdığım kimsem yok, yalnızım, gecenin bi körü deprem sen gel vur, allahım dedim sana geliyorum, battaniyemi –yangın değil normal yün battaniye, yanlış anlaşılmasın- kaptığım gibi fırladım indim te yedinci kattan aşağıya, döndüm dolaştım sokaklarda tüpünü çaydanlığını sokağa cıkarmış ailelerin arasında. Bu İzmirliler her daim hayattan keyif almayı biliyorlar arkadaş, deprem vurmuş, adam evden tüp ve çaydanlıkla çıkmış iyi mi. Sonra tabi artçılar da kesilince sokaklar boşaldı, ben de korka korka çıktım eve, gecenin ikisinde güüüüp diye dipten bi daha vurunca, ben beş saniye sonra zemin kattaydım. Baktım ileride bi ateş var, sinekler gibi ışığa doğru gittim; annem yaşlarda iki üç kadın, yakmışlar ateşi oturuyorlar, dedim ben de yanaşayım mı size. Gel gel dediler, oturduk sohbet ettik, ah işte anne kuzusu, yalnızmış buralarda deyip beni de bağırlarına bastılar, gece iyice hava soğudu, ‘allahım affet Ramazan Ramazan ama şimdi afet zamanı, günah yazmazsın heralde’ deyip koltuk altı sakladıkları uzo şişesini çıkarıp bana da doldurdular biraz içim ısınsın diye. Geceyi o teyzelerle geçirip sabah işe gittiydim...

Neyse, vuup-vuuplar bitti, yeniden içeri giriyoruz.

Yorumlar

En çok okunanlar

Isim Konusu

KIRKINI ÇIKARDINIZ MI?

Melbourne Gerçekleri Volume 1

Melbourne Gerçekleri Volume 2

Kültürel Kodlar

Yarra Valley Wineries / Şarabımızı nerde tatsak?

Ayakkabılarınızı mı çıkarırsınız, galoş mu alırsınız?

AVUSTRALYA GÖÇMENLIK BASVURUSU

Türkiye Tatili Sonrası Avustralya’ya Dönüş

Turuncu Balık